Karpal Tünel Sendromu ve Tedavisi
KARPAL TÜNEL SENDROMU (EL BİLEK SİNİR SIKIŞMASI)
Karpal ligaman diye adlandırılan bant şeklinde yapı, altındaki el bileği kemikleriyle bir tünel oluşturarak, el parmak hareketlerini sağlayan kas kirişleri ve sinirlerini korumaya alarak, el bilek kanalı veya karpal tünel denilen yapıyı oluşturur. El bilek kanalı denilen bu yapı bilek seviyesinde yer alır. Üst kısmında kalın bir bant şeklinde yapıyla örtülüdür. Bu dar ve sert dokular arasındaki tünelden, elimizdeki en kalın sinir olan median sinir de geçer. Bu sinir esas olarak baş, işaret, orta ve yüzük parmaklarını hissetmemizi ve bu parmakların bazı hareketleri yapmasını sağlar.
Karpal Tünel Sendromu Nedir?
Kanalın herhangi bir şekilde daralması ile içinden geçen median sinir sıkışır. Bunun sonucunda sinir fonksiyonunda birtakım bozulmalar meydana gelir. El ve bilekte karıncalanmalar, yanma ve ağrı ortaya çıkar. Bu durum karpal tünel sendromu olarak adlandırılır.
Karpal Tünel Sendromu Neden Olur?
Sinir üzerindeki basınç birkaç şekilde ortaya çıkabilir. Parmakları büken kirişlerin çeperlerinin şişmesi, eklem kırık ve çıkıkları, yumuşak doku travmaları, kanal hacmini daraltan damar ve kas anomalileri, bileği uzun süre bükülü tutmak gibi postüral nedenler, karpal tünelin hacmini daraltarak bu sendroma neden olabilirler. Gebelik esnasında yaklaşık %25-35 hastada ödeme bağlı olarak karpal tünel sendromu gelişebilse de doğum sonrası sıklıkla kendiliğinden düzelir.
Karpal Tünel Sendromu Kimlerde Görülür?
İşi esnasında el ve bilek hareketlerini aynı şekilde olacak tarzda tekrarlayan ve zorlayan kişilerde görülür. Karpal tünel sendromu aşırı el işi yapan ev kadınları, daktilo ve bilgisayar kullanımının sık olduğu bankacılık sektörü çalışanları, sekreterler, müzik aleti çalanlar gibi gruplarda daha sık izlenir. Bunlar dışında diyabet, hipotiroidi, romatizmal hastalıklar, aşırı şişmanlık, gut hastalığı ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklarda da bu karpal tünel sendromu sendrom daha fazla olarak görülmektedir.
El bileğinde oluşabilecek kırıklar, yumuşak doku tümörleri, eklem kistleri, yağ bezeleri, kas ve damar anomalileri gibi durumlarda da bu tünelde sıkışmalar ortaya çıkabilir. Kalıtsal özelliği olmayan karpal tünel sendromu kırk yaş üstü kadınlarda, erkeklerden dört kat daha fazla görülmektedir.
Karpal Tünel Sendromu Belirtileri Nelerdir?
Hastalık genellikle ağrı ile başlar. Ağrı bazen kola da yayılabilmektedir. Beraberinde en çok avuç içinde ve parmaklarda olmak üzere uyuşmalar, bazen kaşınma hissi, el parmak hareketlerinde çabuk yorulma ve güçsüzlük şikayetleri ortaya çıkar. Uyuşmalar gece hastayı uykudan uyandıracak şekilde şiddetli olabilir. Genellikle hastalar kollarını kaldırıp ellerini silkelediklerini ve el bileklerini ovarak rahatladıklarını söylerler. Uyuşmalar daha çok ilk üç parmakta görülmektedir.
Erken dönemde teşhis edilmez ve önlem alınmaz ise şikayetler daha da kötüleşerek gün boyu süren uyuşmalar halini alabilmektedir. Zaman içerisinde nesneleri kavramada zorluk ve daha ileri vakalarda ise avuç içindeki kaslarda erimeler meydana gelecektir.
Karpal Tünel Sendromu Nasıl Teşhis Edilir?
Median sinirdeki kalıcı hasarın önlenmesi için erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Kalıcı hasar oluştuğunda parmaklar hareket edebilme özelliğini kaybedeceklerdir.
Median sinir omurilikten köken alır. Omurgadan başlayarak parmaklara ulaşana kadar herhangi bir noktada baskı altında kalabilir. Hangi noktada problem olduğu, ancak elektromiyelografi (EMG) tetkiki ile anlaşılır. EMG ile karpal ligaman altındaki median sinirin sıkışıp sıkışmadığı, sıkıştığı nokta ve ne derece sıkıştığı saptanabilmektedir.
Karpal Tünel Sendromu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Tedavisi cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle olan karpal tünel sendromunda verilecek tedavi kararı hastalığın hangi aşamada olduğuna göre değişebilmektedir.
Altta yatan diyabet, hipotiroidi vb. gibi herhangi bir hastalık yoksa, genellikle en az iki hafta boyunca etkilenen el ve bileğin dinlendirilmesi gerekir. Şikayetleri daha da kötüleştirecek faaliyetlerin önlenmesi veya kısıtlanması, el bileğinin hareketsiz kalacak şekilde atel ile sabitlenmesi önemlidir.
Eğer bilekte bir şişme saptanırsa soğuk uygulama yapılmalıdır. Ultrason tedavisi, lazer uygulamaları, B vitamini ve egzersiz terapileri tedavide denense de faydalı olduğuna dair kanıtlar yoktur. Hastadaki ağrılar NSAİD‘larla (steroid dışı ağrı kesiciler) giderilebilir. Geçmeyen ağrılarda bilek için kortizon veya lokal anestezik enjeksiyonu uygulanabilir.
El bilekliği (istirahat ateli); splint, antiinflamatuar ilaçlarla birlikte özellikle geceleri mutlaka uygulanmalıdır. Hastaların belirtileri 6 ay veya daha fazla sürerse cerrahi yöntemler düşünülmelidir.