Bel Kayması ve Tedavisi
Bel Kayması Nedir?
Tıp dilinde spondilolistezis denilen bel kayması omurgayı oluşturan omurlardan üsttekinin, alttaki komşu omur üzerinden kayması sonucu oluşur. Omurganın düzlem olarak bütünlüğünün bozulması ile sonuçlanan bu durumun, genel popülasyonda görülme sıklığı yaklaşık %3-5 civarındadır.
Bel Kayması Neden Olur?
Omurga; yukarıdan binen yükün taşınması ve iletimi, vücut hareketliliğinin sağlanması ve omuriliğin korunması gibi üç önemli görev üstlenir.
Yapılan hareketin fizyolojik sınırlar içinde kalması, hareket açıklığı ile hareket esnekliğinin korunması stabil bir omurga için çok önemlidir. Aşırı yüklenmelere karşı omurgayı stabil olarak tutan yapılar arasında kas ve tendonlar, omur, faset eklemler, disk ve nöral sistemler gibi yapılar gelir. Bunların hepsi koordinasyon içinde çalışarak omurgaya binen yükün emilerek çevreye dağıtılmasını sağlarlar.
Bel kayması nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bazı faktörler katkılar bulunabilir. Bunlar;
- Travmalar; künt veya minör, mikro travma tarzında olabilir. Özellikle spor yapan genç erişkinlerde bel kayması riski yüksektir. Yapılan spor, tekrarlayıcı lomber hareketleri de gerektiriyorsa bu risk daha da artar. Bu nedenle jimnastik gibi spor dallarında faaliyet gösteren sporcularda bel kayması görülme sıklığı yaklaşık %7-10’lara kadar (yaklaşık 2 katı kadar) çıkabilmektedir.
- Doğumsal omurga gelişim bozuklukları.
- Genetik faktörler; ailesel bağın yüksek olabileceğine dair kanıtlar mevcuttur. Spondilolistezis hastası olan bireylerin birinci ve ikinci derece akrabalarında, bel kayması görülme sıklığının %25-30 daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bazı etnik kökenlerde bel kaymasının daha yüksek olması, genetik faktörlerin rolünü desteklemektedir. Zira Eskimolarda %40 gibi yüksek oranlarla karşımıza çıkmaktadır.
- Kemiklerde dejenerasyon; genellikle 50’li yaşlardan sonra karşımıza çıkan bir durumdur ve kadınlarda 5 kat daha fazla gözlenmektedir. Özellikle osteoporoz sorumlu tutulmaktadır. Bunlara çoğu kez dar kanal da eşlik etmektedir.
- Kanser, bazı kan hastalıkları gibi yayılma gösteren patolojiler; kemiklere yayılım olması nedeniyle, kemik yapıda oluşabilecek yapı değişiklikleri, bel kayması riskini artıracaktır.
Bel kayması belirtileri nelerdir?
Belirtiler hastalığın nedeni ve hastanın yaşına göre değişkenlik göstermektedir. Spondilolistezis omur üzerinden kaymanın miktarına göre derecelendirilmiş ve birinci dereceden dördüncü dereceye kadar sınıflandırılmıştır. Düşük dereceli spondilolistezisler, çoğunlukla ilerlemeden ve belirti vermeden asemptomatik olarak kalırlar. Bunların büyük bir kısmı ya tesadüfen saptanmakta ya da erişkin yaşlarda sırt ağrıları ile karşımıza çıkmaktadırlar.
Nedeni ve tipi ne olursa olsun hastaları hekime getiren en yaygın şikayet ağrıdır. Ağrı belli pozisyonlarda artış gösterirken belli pozisyonlarda azalan karakterdedir. Öne doğru eğilmekle artan ağrı, arkaya doğru eğilmekle azalma gösterir.
Ağrının lokalizasyonu genellikle bel ve kalça bölgesidir. Ağır kaldırmak ,uzun yol yürümek, uzun süre ayakta kalma ile artış gösteren ağrı, istirahat ile azalır.
Bel kaymasına spinal kanal daralması ve/ya sinir kökü basısı da eşlik ederse, ağrı karakteristiğinde değişiklik meydana gelir. Bu durumda bacak, uyluk ve ayaklara yayılan ağrıya uyuşukluk ve güçsüzlük de eşlik edebilecektir.
Bel kayması nasıl teşhis edilir?
Bel kayması genellikle belirtisiz seyreder. Hastalarda en önemli şikayet ağrıdır ve hastayı fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına getiren de genellikle budur. Hekim tarafından alınan ayrıntılı hikaye, yapılan iyi bir fizik muayene ile yardımcı radyolojik testler genellikle tanıyı koydurur.
Özellikle bu hastalıkta yandan çekilen direkt düz grafiler tanı koydurucudur. BT, MR, SPECT ve kemik sintigrafisi gibi ileri inceleme yöntemleri, daha çok hastanın takip ve tedavisinde önem kazanan diğer radyolojik yöntemlerdendir.
Bel kayması nasıl tedavi edilir?
Omurgaya bilinçsizce ve hoyratça yapılacak müdahaleler kötü sonuçlara neden olabilmektedir. İlk tedavi yaklaşımımız konservatif (cerrahiden uzak destekleyici tedavi) olmalıdır. Çünkü çoğu hasta konservatif tedaviye cevap vermekte ve yakınmalarında belirgin düzelmeler gözlenmektedir. Genel olarak;
- Bazı sportif aktivitelerden kaçınarak, sınırlamalar getirmek.
- Ağrı olduğunda NSAİD ( kortizon dışı ağrı kesiciler) gibi ilaçlar kullanmak.
- Antilordotik rigit bel korsesi kullanmak.
- Fizyoterapi, ilk etapta uygulanması gereken konservatif tedavi yöntemlerindendir.
Bel kayması tedavisinde uygulanan bel korsesi, antilordotik olmalı, en az 3-6 ay kullanılmalıdır. Hasta ani hareketlerden ve ağırlık içeren yüklerden kaçınmalı, omurgaya aşırı öne ve arkaya esneme hareketleri uygulanmamalıdır.
Bel kayması tedavisinde fizyoterapi ile çok olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Egzersizler ile bel, kalça, sırt ve abdomen kasları güçlendirilmelidir. Hastalar, özellikle spinal fleksiyondan koruyan yüzme, yürüme ve egzersiz bisikleti gibi aktivitelere özendirilirken, koşma gibi yük bindirecek aktivitelerden uzak durmaları konusunda uyarılmalıdır.
Tüm bunlar göz önüne alınarak her hasta kendi özelinde değerlendirilmeli, buna uygun rehabilitasyon programları hazırlanmalıdır. Amaç uygulanan fizyoterapi ve egzersizlerin etkisiyle, kayan omuru daha dayanıklı ve oturmuş hale getirmek olmalıdır.
Tüm bu fizik tedavi ve rehabilitasyon tedavileri ile düzelmeyen ve/ya belirgin sinir basısı belirtileri ortaya çıkan hastalardan cerrahi konsültasyon istenmelidir.